Bu akşam Show TV’de Kemal Sunal’ın en kurnaz filmi: Kapıcılar Kralı’nı dalgın izlemeyin, apartman sahnesi adeta topluma ayna tutuyor

Özetle

  • 🎬 Kapıcılar Kralı
  • 📺 Show TV, 21:45
  • 🏙️ 1970’ler İstanbul’unda geçen, Kemal Sunal’ın apartman yaşamı ve sınıf ilişkilerini mizah yoluyla ele aldığı kült bir Yeşilçam komedisi

Kemal Sunal, Kapıcılar Kralı, Show TV, Yeşilçam komedisi, 1970’ler İstanbul’u

Bu akşam Show TV’nin 21:45 kuşağı yine klasik bir Yeşilçam sıcaklığıyla doluyor. “Kapıcılar Kralı”, hem Kemal Sunal’ın en ince toplumsal taşlamalarından biri hem de apartman kültürünü yaşayan herkese tanıdık gelecek bir şehir komedisi. Bugünün dizilerinin hızlı kurgusu ve dijital platformların parlak dünyası bir yana, Sunal’ın 1970’lerin İstanbul’unu ustalıkla tiye alan bu filmi, hâlâ şaşırtıcı biçimde güncel hissettiriyor.

Kemal Sunal’ın “küçük adam” mirası bu filmde neden hâlâ güçlü?

“Kapıcılar Kralı” Kemal Sunal’ın filmografisinde özel bir yerde duruyor çünkü burada canlandırdığı Seyit karakteri, alıştığımız saf ve temiz Şaban tiplemesinin daha kurnaz, daha sistemin işleyişini kavramış ve bu düzeni kendine göre büken bir versiyonu. Seyit ne tam bir kahraman ne de düzenin mağduru; o, apartmanın kimsenin fark etmediği gri boşluklarında güç devşiren, zekâsıyla hayatta kalan bir şehir figürü.

Filmi bugün tekrar izlerken fark edilen en güzel detaylardan biri, Sunal’ın komediyi yalnızca mimik ve tempoya yaslamaması. Seyit’in apartman sakinlerinin zaaflarını kullanması, dönemin sınıfsal gerilimini tek bir apartmanın içinde sıkıştırmasıyla hem politik hem de şaşırtıcı biçimde eğlenceli bir tablo yaratıyor. Türk sinemasında sınıfı mizahla stratejik biçimde anlatan filmler arasında belki de en ulaşılabilir yapıda olanı bu.

Bu akşam izlerken özellikle dikkat etmen gereken temalar

Film kendini basit bir apartman komedisi gibi gösterse de aslında Türkiye’nin kentleşme sancılarını ince ince dokuyor. Apartman sakinlerinin kibirli tavırları, yöneticinin askerî otoritesi, zenginlerin cimriliği, orta sınıfın saygınlık takıntısı… Hepsi Seyit’in gözünden abartısız ama çok net bir şekilde sergileniyor. Yönetmen, apartmanı küçük bir ülke gibi ele alıyor; her karakter Türkiye’nin 70’ler panoramasının bir parçası.

Seyit’in gücü bilgiden geliyor. Kimin kirayı geciktirdiğini, kimin gizli alışkanlıkları olduğunu, kimin aslında “göründüğü kişi” olmadığını biliyor. O bilgiler, apartmanın görünmez hiyerarşisini alt üst edecek kadar güçlü. Filmin nerd’lere hitap eden tarafı da işte burada: apartman aslında bir mikro-ekonomi, Seyit ise bu ekonominin gri alanlarını optimize eden bir sistem oyuncusu. Bu yönüyle film, bugünün sosyal bilim araştırmalarına bile malzeme olacak kadar katmanlı.

Ama tüm bu eleştirel yapıya rağmen film asla kasvetli değil; tam tersine, Sunal’ın ustalığı sayesinde her sahne gülerken düşündüren bir ritim tutturuyor. Onu her yıl defalarca yayınlayan kanalların hiç çekinmeden prime time’a koyması boşuna değil.

Show TV’nin bu seçimi neden önemli?

Show TV’nin 29 Aralık akşamına “Kapıcılar Kralı”nı koyması sezonun dizi rekabeti arasında stratejik bir nefes aralığı yaratıyor. Özellikle yılın bu döneminde nostaljiye duyulan ilgi artarken, ailecek izlenebilecek güvenli, temiz, kült bir film sunmak hâlâ çok güçlü bir izleyici davranışı yaratıyor. Kanalların yıllardır Kemal Sunal filmlerini yılbaşı civarında konumlandırması tesadüf değil; toplumun birlikte gülmeye ihtiyaç duyduğu dönemlerde “Kapıcılar Kralı” gibi filmler adeta bir ritüele dönüşüyor.

Aynı zamanda dijital platform çağında bile televizyonda “olmazsa olmaz” kalan az sayıda yapımdan biri. Her yaştan izleyicinin ekran başına geçmesini sağlayan bu tür filmler, yayıncılar için hâlâ altın değerinde. Bu da “Kapıcılar Kralı”nın, ilk çıktığı dönemden çok daha büyük bir popüler kültür mirasına sahip olduğunu gösteriyor.

Biraz da nerd detayları: apartman bir laboratuvar gibi

Filmi sinema dili açısından izlediğinde, Yeşilçam’ın o tanıdık çekim düzeni hemen hissediliyor: geniş kadrajlar, uzun sahneler, diyalog merkezli mizah… Ama senaryonun rafineliği bu görsel sadeliğin çok ötesinde. Seyit’in gücünün artıp sonra geriye düşüşü, neredeyse bir anti-kahraman yükseliş ve çözülüş grafiği gibi işliyor. Bu yapının Hollywood’daki benzer karakter odaklı komedilerde bile denk düşeceği örnek çok az.

Bir de unutulmaz alt metin: kapıcı dairesi her zamanki gibi bodrumda, apartman sakinlerinin ihtiyaçları ise her zaman yukarıda. Film boyunca kamera Seyit’i çoğu zaman aşağıdan yukarıya, apartman sakinlerini ise yukarıdan aşağıya çeker. Bu basit teknik, filmdeki sınıfsal konumu kelime kullanmadan hissettiren sinema dersi niteliğinde.

  • Yıllar içinde yan karakterlerin bile haber olması, filmin hafızadaki güçlü yerini gösteriyor.
  • YouTube’daki kesitlerde en çok izlenen sahnelerin yöneticinin otorite figürünü tiye alan anlar olması, toplumsal hafızanın nerede güldüğünü çok iyi özetliyor.

Bu akşam 21:45’te Show TV “Kapıcılar Kralı”nı tekrar ekrana getirdiğinde, ister yeni izleyen genç izleyiciler ister sahnelerini ezbere bilenler olsun, herkes aynı şeyi fark ediyor: Bazı filmler dönemini aşar ve bir ülkenin sosyal hafızasının parçası olur. “Kapıcılar Kralı” tam da böyle bir film. Hem güldüren hem düşündüren, hem hafif hem keskin, hem nostaljik hem zamansız bir akşam sizi bekliyor.

Kapıcılar Kralı'nı kaçıncı kez izleyeceksin?
İlk kez izleyeceğim
2-5 kez arası izledim
Sayamayacak kadar çok
Sadece sahneleri gördüm
Hiç izlemedim ama merak ettim

Yorum yapın